26 Mayıs 2015 Salı

TATLI CENNETİ : GÖREME MUHALLEBİCİSİ



Nişantaşı'nda  yer alan Göreme Muhallebicisi gerçek bir lezzet durağı. Menüye baktığınızda aradığınız hemen hemen her şeyi rahatlıkla bulabildiğiniz bir mekan. Ama onları diğer mekanlardan ayıran en büyük özellikleri tatlıları. Sütlü tatlılarının üstüne hiç bir yerde yok desem abartmış olmam.Özellikle çikolatalı muhallebisi gerçekten müthiş. Göreme Muhallebicisi için tüm diyetlerin katili diyebiliriz. Rejimde olduğum dönemlerde bile haftada bir uğramazsam içim rahat etmiyor.

Göreme muhallebicisi her ne kadar bir tatlı cenneti olsa da eğer karnınız açsa , rahatlıkla yemeklerinin de tadına bakabilirsiniz. Tüm et ve çorba çeşitleri sizi memnun edecektir. Arkasından sipariş edeceğiniz tatlıyla da lezzet turunuzu tamamlayabilirsiniz.

Nişantaşı'nın en merkezi yerinde olmasından mı, yoksa yemeklerinin ve tatlılarının değişmeyen lezze
tinden midir bilinmez ama mekan günün her saati son derece kalabalık. Açıldığı günden beri kalitesi hiç değişmedi. İstanbul'da en iyi muhallebiyi yapan iki üç mekandan biri olan Göreme Muhallebici'sinde gözü kapalı her lezzeti deneyebilirsiniz.


18 Mayıs 2015 Pazartesi

İSTİKLAL'DE KÜÇÜK BİR KAÇAMAK...



İstiklal Cadde'si her zaman kalabalığı,keşmekeşi her sokaktan kulağınıza gelen farklı farklı müzikleriyle hem sizi büyüler hem de zaman zaman değişik kaçış noktaları aramaya iter. Yolunuz İstiklal'e düştüğünde bu karmaşadan biraz olsun da uzaklaşmak isterseniz sizi harika bir kaçış noktası beklemekte...

Tag Cafe Bistro sıcak atmosferi güler yüzlü çalışanları keyifli müzikleriyle adeta çölde bir vaha hissini yaşatıyor. Mekanda birbirinden değişik uygun fiyatlı kokteyller de keyfinizi iyice arttırıyor. Menüsü oldukça zengin hemen hemen yemek istediğiniz her şeyi bulabiliyorsunuz. Bu sebeple en kısa zamanda yeni tatlar denemek için tekrar tekrar gitmek istiyorsunuz.

Yolunuz Tag Cafe Bistro'ya düşerse muhakkak pizzalarından ve rengarenk kokteyllerinden denemenizi tavsiye ederim. Yer bulursanız eğer İstiklal'e bakan masalardan birine oturup saatlerce keyif yapabilirsiniz. Haftasonları müziğin sesinin yükselmesiyle birlikte elinizde içkilerle sokakta arkadaşlarınızla sohbet edip haftanın yorgunluğunu da atabilirsiniz.


30 Nisan 2015 Perşembe

YA CANINIZ GÖZLEME ÇEKERSE???



Ne zaman yolum Taksim'e düşse canım hep enteresan yemekler çeker. Bunun için illa aç olmam da gerekmez. Hatta doyurucu bir yemek yemiş olup üstüne kahvemi içmiş bile olsam aklıma bir şey takıldı mı mutlaka onu bulup yemem gerekir.

Geçtiğimiz hafta da Taksime gittiğimde yine aynısı başıma geldi. Birdenbire canım gözleme çekti. Üniversite hazırlığı Taksim'de okuduğum için aşağı yukarı hangi sokakta ne var bilirim bu sebepten de ayaklarım beni Marko Paşa'ya götürdü.

Marko Paşa otantik ortamı, kapıda mantı ve gözleme açan yaşlı teyzesi ile turistlerin de son derece ilgisini çeken bir mekan. Gözlemeleri ,mantısı mezeleri ile midenize bayram yaşatan bir yer. Fiyatlar son derece makul, personel güleryüzlü,mekanda ki masaların birinde mutlaka bir turist grubu bulunuyor.

Sonuç olarak ben canımın çektiği kıymalı gözlemeyi yedim ama en kısa zamanda mantısını da yemek için buraya uğrayacağımı biliyorum. Sizin de yolunuz Taksim'e düşerse Marko Paşa'nın lezzetlerini denemeden gününüze devam etmeyin derim.

28 Nisan 2015 Salı

KARAKÖY'DE YENİ BİR LEZZET: KARINCA CAFE


Son zamanlarda Karaköy'de açılan yeni mekanları takip edemez olduk. Bu yeni açılan mekanlar arasında Karaköy Sokak Festivalinde tasadüfen  keşfettiğimiz Karınca Cafe sıkça gideceğimiz yerler arasında yerini aldı bile.

Genellikle haftasonu kahvaltısı ve hafta içi öğle saatlerinde son derece yoğun olan bir mekan Karınca. Biz daha yemeklerinin tadına bakamamış olsak da kahvenin yanında ikram ettikleri küçük kurabiyelerini yemeye doyamadık.

Karınca Cafe'de mutlaka denenmesi gerekenler arasında köy tavuğu çorbası ve mantı bulunmakta.Eğer siz de anne yemeklerini özlüyor, güleryüzlü, ilgili çalışanların olduğu samimi bir mekan arıyorsanız Karınca Cafe'yi keşfedilecekler listenize not edin.





27 Nisan 2015 Pazartesi

BİZ DE 101 LEZZET FESTİVALİNDEYDİK


Time Out İstanbul tarafından bu sene 3.sü düzenlenen 101 Lezzet Festivali dün Sait Halim Paşa Yalısı'nda gerçekleşti.

İstanbul'un en gözde mekanlarının, keşfedilmesi gereken gözden kaçmış gizli lezzet duraklarının,damak tadına düşkün yemek severlerle buluştuğu festival kapılarını 13:00'de açtı. Festivalin güneşli ve sıcak bir güne denk gelmesi her şeyden daha fazla keyif almamıza sebep oldu diyebiliriz.

Etkinlikte birbirinden önemli 101 markanın olması seçim yapmakta bizi oldukça zorladı. İlk etapta bildiğimiz tatları es geçerek yeni lezzetleri deneyeceğimiz bir lezzet turuna çıkmaya karar verdik.

Ferahfeza'nın yufkaya sarılı keçi peynirleri, Emek Mantı'nın harika böreği, Baylan'ın lezziz profiterolleri, Rudolf'un Türk kahvesi ve köri soslu tavuğu bu festivalde en beğendiğimiz tatlar arasında yerini aldı.Aynı zamanda Eatbox'da mini hamburgerleriyle kalbimize ayrı bir tat kurdu.

Festivalin en kötü yanı rüzgarın da etkisiyle gün boyu saçımıza sinen et kokusundan kurtulmanın mümkün olmayışıydı. Yine de bu kadar lezzetin arasında bir süre sonra bu kokuyu bile önemsememeye başladık. Şimdiden 2016 yılında düzenlenecek olan 4. 101 Lezzet Festivalini iple çektiğimizi söyleyebiliriz.

24 Nisan 2015 Cuma

PEYMANE KEŞFEDİLMESİ GEREKEN KEYİFLİ BİR RESTAURANT


Peymane tarihi bir binada  şık dekorasyonu ve etkileyici atmosferiyle size keyifli zaman geçirmeyi vadeden bir restaurant. Bu şık ambiyansla servis personelinin yoğun ilgisi de birleşince iyi ki geldim diye düşünerek menüye yöneliyorsunuz.

Menü size değişik lezzetler sunmasa da seçtiğiniz mezelerin büyük çoğunluğundan memnun kalacağınıza eminiz. Ama maalesef aynı şeyleri etleri için söylemek mümkün değil. Etleri özellikle de çöp şişi açıkçası beni hayal kırıklığına uğrattı.

Peymane dekorasyonu, ilgili servis personeli, mezeleri,salatalarıyla son derece keyifli bir restaurant. Yazın açık olan bahçesinde zamanın nasıl geçtiğinin farkına varamıyorsunuz.Rakı-meze ikilisi için son derece uygun bir ortamı bulunduğu için keşfedilmesi gereken keyifli bir mekan olduğunu belirtebilirim. Ama ben doyasıya et yemek istiyorum diyorsanız tercihinizi başka mekanlardan yana kullanmanızı tavsiye ederim.


21 Nisan 2015 Salı

ÖZEL GÜNLER İÇİN MÜKEMMEL SEÇİM :PENİNSULA RESTAURANT


Hepimiz özel günlerde gidecek değişik yerler ararız. Karaköy'de yer alan Peninsula Restaurant özellikle yıldönümleri ve romantik akşam yemeği kutlamaları için oldukça iyi bir alternatif. Restauranta girer girmez karşınıza çıkan harika manzara ve ardından sipariş ettiğiniz birbirinden güzel yemeklerle doğru bir seçim yaptığınızı anlıyorsunuz. Servis elemanları son derece ilgili ve yemeğin sunumunu son derece başarılı bir şekilde gerçekleştiriyorlar.

Peninsula'yı baharın kendisini iyice hissettirdiği güzel bir havada tercih etmenizi tavsiye ederiz çünkü terasın üstü açılıyor ve kendinizi manzarayla daha da iç içe hissediyorsunuz. Manzaraya karşı kadeh kaldırmak hem çok keyifli hem de seçtiğiniz yemeklerin lezzeti bir kat daha artıyor sanki. Yemeklere gelecek olursak biz meze tabağını başlangıç olarak tercih ettik. Yediğimiz tüm mezeler son derece başarılıydı.Daha sonra yediğimiz sıcak deniz ürünleri de aynı derecede lezzetliydi.

Peninsula'da manzaradan ya da yemeklerin lezzetinden farklı olarak fiyatlar da sizi son derece şaşırtmakta. Bu kadar şık bir ambiyansa sahip olan mekanda fiyatlar  son derece uygun. Gözü kapalı herkese tavsiye ederiz.


19 Nisan 2015 Pazar

ZÜBEYİR OCAKBAŞI : HAYAL ETTİĞİNİZDEN BİLE DAHA İYİ


İstanbul'da son zamanlarda neredeyse her sokağa bir ocakbaşı açılıyor. Sıradan lezzetleri,birbirinin aynı mezeleri ve vasat etleri ile çok da memnun olmadan, çoğunlukla hayal kırıklığına uğrayarak ayrılıyoruz bu mekanlardan. Fakat Zübeyir  taptaze etleri, mükemmel kebapları ve efsane gavurdağı salatasıyla size gerçek bir ocakbaşı deneyimi yaşatıyor.

Zübeyir'e giderken muhakkak rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. Şahsen ben haftaiçi bir akşam gitmenizi öneririm. Çünkü haftasonları özellikle de cumartesi akşamları çok kalabalık oluyor. Dolayısıyla da serviste bazı aksaklıklar yaşanabiliyor.

Bir kere gidince müdavim olunacak bir yer Zübeyir. Ocakbaşında yer bulup oturabildiyseniz kendinizi çok şanslı saymanız gerekiyor.Yemeklere gelecek olursak burada klasik kebapçılarda bulunan mezelerin aynısı var farklı bir tatla tanışmıyorsunuz ama mezlerin tümü de oldukça lezzetli.Etlere zaten kimsenin söyleyecek bir lafı olabileceğini düşünmüyorum.Mükemmellik sertifikası olsa kesinlikle alırlardı. Hesaba gelecek olursak İstanbul ortalamasının üzerinde ama bu kadar lezzete kesinlikle değdiğini söyleyebilirim.

İstanbul'un açık ara en iyi ocakbaşılarından biri olan Zübeyir, muhteşem bir et şöleni yaşamak isteyenlerin denemesi gereken önemli mekanlardan bir tanesi, Beyoğlu'nda aileniz ya da dostlarınızla keyifli bir akşam yaşamak istiyorsanız şimdiden rezervasyonunuzu yaptırmanızı tavsiye ederim.




BU BAKLAVA BİR HARİKA

İstanbul'a bahar gelince Karaköy'de bir başka oluyor. Mutlaka hafta sonu vakit buldukça Karaköy'e gidip ne var ne yok diye bir keşfe çıkıyorum. Yine Karaköy'de kahvaltı yaptığım bir günün sonunda Köşkeroğlu Baklava'yı son durak olarak tercih ettim.

Köşkeroğlu bir tatlı cenneti.Sütlaç ve süpanglesi çok lezzetli olsa da uzmanlık alanı baklava.Özellikle cevizli baklavası yeme de yanında yat cinsinden.Şerbetinin lezzeti mi kullandıkları tereyağından mı geliyor bu lezzet bilmiyorum ama yedikçe yiyesiniz geliyor.

Tatlı severlere  kadayıftan katmere kadar geniş bir ürün çeşitliğiliği sunan Köşkeroğlu'na mutlaka gitmenizi tavsiye ederim. Kesinlikle müdavimi olacaksınız.

8 Nisan 2015 Çarşamba

MARMELAT: GALATA'DA GERÇEK BİR EGE KAHVALTISI


Marmelat  Cafe ;Galata'da konuklarına otantik lezzetler sunan bir mekan. Özellikle kahvaltılarıyla müşterilerinin hem gözlerini hem de midelerini harika bir şekilde doyurmayı başarıyorlar. Kahvaltı menüsünde bir çok sürprizi barındıran mekanda neredeyse yok yok diyebiliriz. Cunda'dan gelen peynirleri, Edremit sucuğu,Kastamonu Pastırması ve Menemeni bir harika. Sırf bu lezzetleri yemek için defalarca gideceğinizin garantisini veriyoruz.

Marmelat Cafe'nin konumuna gelince Galata Kulesi'ni 50 metre geçtikten sonra karşınıza çıkan ilk sokağa döndüğünüzde hemen karşınıza çıkıyor mekan. Özellikle son zamanlarda fabrikasyon kahvaltı çıkaran bir çok yerden oldukça farklı lezzetler sunmasıyla kendini diğerler mekanlardan farklı kılıyor Marmelat. Adından da anlaşılacağı gibi yöresel marmelatları çok ünlü.Aynı zamanda kahvaltıda size birbirinden lezzetli ekmek çeşitleri sunarak da midenizi fethediyorlar :)

Marmelat Cafe sıcak ortamı,ilgili servis personelleri ve uygun fiyatlarıyla herkese şiddetle tavsiye edeceğimiz bir mekan.Antakya ve Ege'den gelen lezzetleriyle midenize bir şölen yaşatmak isterseniz Marmelat'ın leziz dünyasıyla en kısa zamanda tanışın deriz.


2 Nisan 2015 Perşembe

PARSİFAL: HARİKA BİR VEJETARYEN RESTAURANTI


Parsifal, herkese hitap eden sağlıklı ve lezzetli yemekleriyle İstanbul'daki en önemli lezzet duraklarından bir tanesi. Vejetaryen restaurantlarına önyargıyla bakanların bile etsiz Klasik Türk Mutfağı yemeklerini denedikten sonra defalarca gittiği bir mekan burası.

Parsifal, İstiklal Caddesi Kurabiye Sokak'da yer alan küçük ve sevimli bir mekan.Bohem bir dekorasyona sahip az sayıda masası olan hafta içi akşam saatlerinde çok kalabalık olmayan ama haftasonu yer bulmakta oldukça zorlanacağınız bir yer.

Yemeklere gelince Parsifal spesyal tabağı,krep ve tatlılarını kesinlikle öneririm. Falafel tabağı da en çok tercih edilen lezzetlerinden. Porsiyonlar oldukça büyük hatta tabağınızdakileri bitiremeyeceğinizi düşünüyorsunuz ama yedikçe bu kadar hafif ve leziz tatlar damağınızda kalıyor. Sanırım işin sırrı kullandıkları zeytinyağında.

İyi yapılmış yemeği fark eden amatör gurmeler için ideal bir yer olan Parsifal'e bir kez gittikten sonra defalarca gideceğinizi garanti ederiz.


1 Nisan 2015 Çarşamba

ASİTANE RESTAURANT: OSMANLI MUTFAĞININ EN LEZZETLİSİ


İstanbul'da yaşayıp burnumuzun dibindeki güzellikleri ya da tarihi yerleri gözümüzden sıklıkla kaçırdığımız oluyordur. Bir hafta sonu kendimize zaman ayırıp İstanbul'da turist olmaya karar verdiğimizde karşımıza Asitane Restaurant çıktı. Edirnekapı'daki Kariye Müzesini gezip sur dibinde yürüyüp, tarihi mahalleleri gezip, bol bol fotoğraf çektikten sonra Kariye Müzesinin hemen yakınındaki Asitane Restaurant'da Osmanlı tatlarını denemeye karar verdik.

Öncelikle kendi yaptıkları ufacık sıcak ekmekler zeytinyağı ve peyniri deneyerek yemeğimize başladık. Başlangıç olarak gelen börek de bize bir lezzet şöleni yaşattı. Yeni tatlar deneme konusunda çok cesur olduğumu söyleyemem bu sebepten dolayı dana külbastıyı tercih ettim. Bazı yerlerde oldukça sert gelen dana külbastı burada yumuşacıktı yanında ki pilav da oldukça lezzetliydi. Farklı lezzetler denemeyi sevenler için menünün son derece zengin olduğunu belirtebilirim.Sadece tatlı menüsü bildiğimiz isimlerden oluşuyor.

Mekanda servis personelleri son derece ilgili.Tarihi bir mekanda yeni lezzetler denemek isteyenler için ideal bir yer.Fiyatlar biraz pahalı. Ama yine de buna değer.


26 Mart 2015 Perşembe

BREW COFFEEWORKS KALİTELİ KAHVENİN ADRESİ


Eminönü'nde kahve içilecek güzel mekan bulmak zordur. Ama Brew Coffeeworks bu duruma son veren küçük bir kahve dükkanı.Hem kahveleri hem de tatlılarıyla bir çok kahve zincirinin bir adım önünde yer alıyor.

Ben Brew'yu keşfettiğimde burada Latte ve çikolatalı cheesecake denedim. Gerçekten size de tavsiye ederim.Dekorasyona gelecek olursak kesinlikle mekanın kendine has bir ruhu olduğunu söyleyebilirim. Ferah bir ortama sahip olan Brew özellikle sabahları çikolatalı kruvasanları ve kahveleriyle müdavimlerine mutlu saatler yaşatıyor.

Eminönü'nün tarihi yarımadada yer alması sebebiyle ağırlıklı olarak turistlerin uğrak yeri olan Brew nezih bir ortamda güzel bir kahve içmek isteyenler için ideal bir mekan. İçeriye adım attığınızda kahvenin kokusu bile sizi keyiflendirmeye yetiyor. Tüm kahve severler Brew'yu keşfetmeli...


25 Mart 2015 Çarşamba

KEŞKE DAHA ÖNCE KEŞFETSEYDİM DEDİRTEN BALIKÇI:SUR BALIK CİHANGİR


Özellikle hafta sonları dostlarla rakı balık keyfi yapmanın tadına doyum olmaz. Geçtiğimiz hafta gittiğimiz Sur Balık bize bu keyfi doyasıya yaşattı.Rezervasyon aşamasından yemeğin sonuna kadar olan tüm sürede çalışanların ilgisi,güler yüzü son derece memnun ediciydi.

Tarihi yarım ada manzarasının ayağınızın altında olduğu mekanda,manzaraya baktıkça hem içiniz açılıyor, hem de iştahınız artıyor.Haftanın stresini üzerinizden atmak için burası birebir.Mezelere gelecek olursak levrek marini ve sıcak humusunu mutlaka denemelisiniz. Tatlılardan ise Ayva tatlısı midenize şölen yaşatacak cinsten.

Hesaba gelecek olursak alkol almamıza rağmen oldukça makul bir fiyat ödediğimizi söyleyebilirim.Mekandaki tek olumsuz nokta tavanların alçak olması bu yüzden içeride müthiş bir uğultu oluyor ve çalan müziğin sesi bile duyulmuyor. Yine de bu ufak detayı göz ardı ederek huzur verici bir manzara eşliğinde güzel mezeler yemek isteyenler için ideal bir mekan olduğunu söyleyebiliriz.


23 Mart 2015 Pazartesi

MÜKEMMEL HAMBURGER EGG&BURGER'DA YENİR


Teşvikiye Cami'sinin tam arkasında yer alan küçük keyifli bir mekan Egg&Burger. Hamburger'de gelinebilecek olan son nokta da diyebiliriz. İstanbul'daki en iyi hamburgercilerden biri...

Mekanın spesyali Egg&Burger ama benim tavsiyem aç karnına gidip Fatburger'ı denemeniz.Eti,patatesleri,karamelize soğanı aklıma geldikçe koşa koşa kendimi Egg&Burger'a atmak istiyorum.

Hamburger yerken en sevmediğim şey bir ısırık aldıktan sonra akan yağdır.Burada kesinlikle böyle bir durumla karşılaşmıyorsunuz.Köftesi evde yaptığınız hamburger köfteleri gibi lezzetli.Menüsünde yok yok mutlaka kendinize uygun bir hamburger bulacaksınız.


22 Mart 2015 Pazar

İSTANBUL'UN EN İYİ TÜRK KAHVESİ MANDABATMAZ'DA İÇİLİR


Mandabatmaz'ın meşhur köpüklü Türk kahvesinin sırrı yıllardır çözülmeyi bekliyor. Bu kadar bol köpüklü kahveyi nasıl yaptıkları büyük bir merak konusu.İstiklal Caddesi'ne her çıktığımda canım kahve içmek istiyorsa uğradığım tek mekan.

Kendimi bildim bileli Türk kahvesini çok sevmem ta ki Mandabatmaz'ın köpüklü kahvesiyle tanışana kadar.İddia ediyorum ki İstanbul'un en iyi Türk kahvesini yapıyorlar. Mandabatmaz adı köpüğün yoğunluğundan geliyor.Manda bile yürüse batmaz anlamında kullanmışlar. Günün her saatinde sokağa atılmış taburelerde oturarak kahvenizin tadını çıkarabilirsiniz.

İstiklal'i gezerken mutlaka kısa bir mola vermeniz gereken bir yer Mandabatmaz. Gerçek Türk kahvesi içmek isteyenlere kesinlikle tavsiye ederim.


21 Mart 2015 Cumartesi

ANTİOCHİA...MÜKEMMEL LEZZET


Antiochia tam anlamıyla bir lezzet diyarı...Asmalımescit'de yer alan bu küçük mekan uzun yıllardır konuklarına Antakya Mutfağından harika tatlar sunuyor. Yer bulmanın akşamları mucize olduğu Antiochia yine Asmalımescit'de eski Leblon'unun olduğu yere ikinici şubesini Antiochia Concept adıyla açtı.

Bir cumartesi akşamı  arkadaşlarımla gittiğim Antiochia; lezzetleri,personelin ilgisi ve uygun fiyatlarıyla bizi çok memnun etti.Mekanın dekorasyonuyla ilgili çok fazla bir beklentiniz olmasın sade ve küçük bir mekan burası. Antiochia Concept ise hem dekoru hem menüsündeki çeşitlilikle uzun yemek sohbetleri için daha ideal bir seçim olur.

Antakya yöresinin muhteşem lezzetlerini tatmak,kendinize harika bir et ziyafeti çekmek isterseniz kesinlikle doğru bir adres olan Antiochia'ya rezervasyon yaptırarak gitmenizi kesinlikle öneririm.Şimdiden afiyet olsun ...


20 Mart 2015 Cuma

ASMALIMESCİT'DE FARKLI BİR MEYHANE :RUMELİ MEYHANESİ


Geçtiğimiz günlerde arkadaşlarımızla Asmalımescit'de yemek yemeye karar verdiğimizde karşımıza çıktı Rumeli Meyhanesi.İyi ki de çıkmış .İçeri girdiğimiz andan itibaren son derece güzel bir ilgiyle karşılandık.Mekanın sokağa bakan cam kenarındaki en güzel masalarından birinde yer bulunca da keyfimiz iyice arttı.

 Asmalımescit'de ki diğer meyhanelerden en büyük farkı burayı ağırlıklı olarak turistlerin tercih etmesi. Hatta kendinizi yurt dışında hissediyorsunuz.Her masada farklı bir dil konuşuluyor.Yemeklere gelecek olursak Gaziantep yöresine özel olan ezmeleri son derece başarılı.Ayrıca kuru patlıcan dolması da mutlaka denenmesi gerekenler arasında yer alıyor.

Uzun uzun sohbet etmek için de son derece uygun bir yer Rumeli Meyhanesi.Hızlı servis,müşteri kalitesinin yüksek olması ve uygun fiyatları son derece cezbedici. Asmalımescit'in kalabalığı ve gürültüsünden uzaklaşmak isteyenler için ideal bir mekan seçimi.




19 Mart 2015 Perşembe

İSTANBUL'UN EN İYİ DÖNERİ BAYRAMOĞLU DÖNER


Yolunuz Kavacık'a düşerse ve canınız da döner çekerse İstanbul'un tartışmasız en iyi dönerini yemeye hazırsınız demektir.

Evime ya da iş yerime yakın olsa en az haftada bir kere uğrayacağım Bayramoğlu Döner'e maalesef ayda yılda bir yolum düşerse gidebiliyorum. Daha önce hiç bir oturuşta 2 porsiyon döner yediğimi bilmem ama burası insanda öyle bir etki yaratıyor ki  buraya kadar gelmişken ne kadar çok yersem kardır mantığıyla hareket ediyorum galiba :) Fiyatları ekonomik, servisi o kadar kalabalığa rağmen son derece hızlı, kalitesinden ödün vermeyen bu mekana hafta sonu giderseniz kapıdaki uzun kuyruğa girmeyi göze alacaksınız derim ben.

Bayramoğlu Döner keyifle döner yiyebileceğiniz bir mekan. Buraya fazla konfor beklemeden sadece yemek yeme amacıyla giderseniz son derece mutlu ayrılabileceğinizi söyleyebilirim.


17 Mart 2015 Salı

ŞAMPİYONLARIN KAHVALTISI COOKPOİNT'DE


"Şampiyonların Kahvaltısı" denince kimimizin aklına Kurt Vonnegut'ın romanından uyarlanan  ünlü Bruce Willes filmi gelir, benim gibi damak tadına düşkünler içinse içinde bir tek kuş sütünün eksik olduğu, doyurucu,pazar sabahlarının vazgeçilmez ilk öğünü...Hafta içinde kahvaltı etmeyi çok sevdiğimi söyleyemesem de Pazar günü olunca iş değişiyor, güzel bir kahvaltı etmezsem günüm eksik başlıyor.

Son zamanlarda keşfettiğim kahvaltılarıyla aklımı başımdan alan şirin bir Ortaköy Cafesi Cookpoint...Uygun fiyatları,güleryüzlü ve ilgili çalışanları ile keşke her gün haftasonu olsa da böyle uzun uzun keyifle kahvaltı edebilsek dedirten bir yer burası.

Ortaköy'de Eski Bahçe Sokak'da yer alan Cookpoint'de kahvaltı tabağı istediğinizde önünüze ilk önce kocaman önce gözünüzü sonra da midenizi doyuran bir şaheser geliyor.Menemen, ve pişisinin de bir harika olduğunu söyleyebilirim.Mekana iki kez kahvaltısı için gitmiş olsam da en yakın zamanda mantısını denemek için de uğrayacağım.

Siz de lezzetli ve bol kahkahalı bir kahvaltı yapmak istiyorsanız bu hafta sonu Cookpoint'e uğrayın derim.Şimdiden hepinize afiyet olsun...


15 Mart 2015 Pazar

ASMALI'DA KÜÇÜK BİR KAÇAMAK...PARANTEZ BİSTRO


Canınız Mojito mu çekti? Ya de değişik bir kokteyl mi içmek istiyorsunuz? O zaman Parantez Bistro kesinlikle sizin için doğru adres.Özellikle cuma ve cumartesi akşamları sokağa taşan kalabalık arasında kendinize bir yer bulabiliyorsanız şanslı sayılırsınız. Parantez'in güler yüzlü ekibi de bu kalabalığın oluşmasında çok önemli bir rol oynuyor.

Parantez denilince benim aklıma ilk Mojito gelse de eğer meyveli kokteylleri seviyorsanız Pineapple'ı denemekten pişmanlık duymayacaksınız. Havaların soğuk olduğu bugünlerde sıcak şarapla da içinizi ısıtmayı deneyebilirsiniz. Fiyatlara gelecek olursak ,tüm içeceklerin fiyatı yüzünüzü güldürecek cinsten.

Asmalımescit hala hafta sonları birçoğumuz için önemli bir kaçış noktası siz de kendine has bir tarzı olan bu mekanda değişik kokteyller içerek hafta sonunuza renk katabilirsiniz.


14 Mart 2015 Cumartesi

AĞZININ TADINI BİLENLER İÇİN MEZE BY LEMON TREE DOĞRU SEÇİM


Pera Palas'ın tam karşısında yer alan keyifli bir mekan Meze by Lemon Tree. O kadar sıcak ve samimi bir atmosferi var ki bir kere gelince insan ister istemez buranın müdavimi oluveriyor.

Rakı sohbetinin yanında değişik mezeler denemek isteyenler için birbirinden lezzetli alternatifler sunuyorlar. Meze dolabının önünde size her mezeyi tek tek ayrıntılarıyla anlatıyorlar. Karnınız çok açken giderseniz eğer sipariş verirken büyük zorluk çekiyorsunuz, çünkü bu lezzetlerin arasından seçim yapmak oldukça zor.

Şık bir mekan Meze, oldukça kaliteli bir hizmet anlayışı var. Hem servis elemanları hem mekan sahibi sizinle özenle ilgileniyorlar. Özellikle yurt dışından gelen misafirlerinize değişik Türk mezelerini tattırmak istiyorsanız burası kesinlikle doğru adres. Fiyatların ise oldukça makul olduğunu belirtebilirim.

12 Mart 2015 Perşembe

NERDEN BAŞLASAM NASIL ANLATSAM...GALATA'DA BİR MEKAN: CAFE PRİVATO


Bir arkadaşımın tavsiyesi üzerine bir Pazar akşamüstü gittiğimiz Cafe Privato bizi hem ortamı hem de sunduğu değişik lezzetleriyle oldukça şaşırttı. Kapısından içeri adım attığınız andan itibaren her masada farklı dilde konuşan bir çok turistle karşılaşıyorsunuz. Masaların üzerinde bulunan dantel örtüler sizi anneannenizi ziyaret ettiğiniz günlere götürüyor. Eski mobilyalar,çalan müzikler, adeta geçmişe doğru bir kapı aralıyor. Kısaca Cafe Privato Galata'nın arka sokaklarında sizi hem geçmişe hem de adeta yabancı diyarlara sürüklüyor.

Privato'ya gelip de kahvaltı etmemek olmazmış ama biz brunch saatini bile oldukça geçirdiğimiz için dillere destan Gürcü şarabını deneme kararı aldık. Bu lezzeti kelimelere dökmenin gerçekten imkanı yok. Kırmızı şarap sevmeyen arkadaşlarımız bile kadeh kadeh şarap içti. Bu kadar yumuşak bir lezzet bu kadar damakta kalan güzel bir tat bulmak oldukça zor. Sırf bu şarabı içmek için bile Cafe Privato'ya gelebilirsiniz.

Ortam o kadar sıcak ve samimi ki burada zamanın nasıl geçtiğini anlamak imkansız.Kısa bir Galata molası verelim diye oturduğumuz mekanda akşam yemeği saatine yaklaşınca karnımızın da yavaş yavaş acıkmaya başladığını hissettik. Hepimizin diyette olması sebebiyle hafif bir atıştırmalıkla akşamı kapamaya karar verdik. Ne yiyelim diye düşünürken mekan sahibi beyefendi bize mercimek çorbalarını tavsiye etti. Tamamen organik ürünlerden yapılmış mercimek çorbası iddia ediyorum ki bugüne kadar içtiklerimizin arasında en başarılı olanlarından belki de. Hem kim demiş şarapla mercimek çorbası içilmez diye. Biz denedik oldu , hem de çok güzel oldu.

Cafe Privato'yu anlatmak bir kaç cümleye sığmaz.O atmosferi yaşamak, mekan sahibini tanımak,çalışanlarla sohbet etmek, kahvaltısını ve organik lezzetlerini denemek,belki bir kaç kadeh Gürcü şarabı içmek gerekir anlayabilmek için. Sebep ne olursa olsun yolunuz Galata'ya düştüğünde muhakkak Privato'ya uğrayın derim ben.




10 Mart 2015 Salı

ANTAKYA MUTFAĞININ HARİKA LEZZETLERİ


Beyoğlu'nda bulunan Varka Antakya Lezzetlerine uzun zamandır gitmeyi planlıyordum.Vedat Milor'un  burasıyla ilgili yapmış olduğu programa da denk gelip yorumlarını duyunca artık gitme vaktimin geldiğini anladım :)

Galatasaray lisesinden Tünel'e doğru ilerlerken sağda ara bir sokağın içinde yer alan bu küçük mekanın son derece sıcak bir ortamı var.Yöresel mutfağa sahip bir çok mekanın aksine salaş değil,otantik bir atmosfere sahip. İçeri girer girmez sizi güler yüzlü servis elemanları karşılıyor ve yemeğiniz bitene kadar da son derece kusursuz bir servisle sizi ağırlıyorlar.

Yemeklerden meze tabağı,tepsi kebabı mutlaka denenmesi gerekenlerden. Tatlılardan künefeyi de es geçmemek lazım tabii.Fiyatlar ortalamanın biraz üstünde ama mekan gerek lezzetleri,gerek servisiyle ödenen parayı sonuna kadar hak ediyor.

Lezzet arayanlar için İstikal Caddesi'ndeki bu gizli Antakya Mutfağı kesinlikle ziyaret edilmesi gereken mekanlar arasında yer alıyor.


9 Mart 2015 Pazartesi

MÜKEMMELİN EŞ ANLAMI: BEYTİ



Bir İstanbul klasiğidir Beyti. Yıllardır çizgisini hiç bozmadan her gittiğinizde size aynı lezzeti yaşatan bir işletme.Menüyü elinize aldığınızda hangi yemeği seçeceğiniz konusunda zorlansanız da,neyi seçerseniz seçin bir sonraki ziyaretinize kadar hala o tat damağınızda olacak.

İster iş yemeği ,ister özel bir kutlama ya da aile yemeği; orada bulunmanızın sebebi ne olursa olsun sizi o kadar iyi ağırlıyorlar ki kendinizi bir Osmanlı Sarayı'nda Sultan'ın sofrasına davet edilmiş gibi hissediyorsunuz.Bu masalsı atmosfer biraz da olsa sizi şehrin rutininden uzaklaştırıyor.

Etin en iyi piştiği yer Beyti'nin mottosu. Ama bu sloganın altını çok iyi dolduruyorlar.Mekan sahibi Beyti Bey hala işinin başında ve her müşterisiyle tek tek ilgileniyor.Yemeklerle ilgili tavsiyelerde bulunuyor.Fiyatlar ortalamanın biraz üzerinde olsa da bu lezzet ve kaliteli servis için kesinlikle değiyor.




7 Mart 2015 Cumartesi

HUZUR KOKAN MEKAN: VELVET GALATA

Kenan Doğulu'nun da şarkısında dediği gibi baharları getirmeli kış olunca...Hepimizin dört gözle ilkbaharı beklediği ama havanın inatla kışı yaşattığı bu günlerde hafta sonumuza biraz renk biraz huzur biraz da bahar esintisi katmak istiyorsak kesinlikle Velvet'ın masalsı dünyasına adım atmalıyız.      


Galata'nın ara sokaklarında kendine has küçük bir kafe Velvet. Kapısından içeri adım attığınızda sanki uzun süredir ziyaret etmediğiniz anneannenizin ya da babaannenizin oturma odasına adım atmış gibi hissediyorsunuz kendinizi. Yediğiniz tatlılar da adeta kendinizi evde hissettiriyor zaten.Ev yapımı birbirinden lezzetli kurabiyelerin yanında kendi seçtiğiniz yüzyıllık Çekoslovakya zamanından kalma fincanlar tarihte yolculuğa çıkmanıza yardım ediyor. Huzurun bir kokusu olsa buranın buram buram huzur koktuğunu söylemek kesinlikle abartılı olmaz.

Mekanın en ilginç kısımlarından birisi ise tuvaleti.Tuvalete girenlerin neden hemen çıkamadığını merak edebilirsiniz. İçeride her yeri kaplayan post-itler ve mekana gelenlerin renkli kalemlerle yazdığı binlerce nota göz gezdirmek bile epey zaman alabiliyor.Tabii ki sizin de not bırakmanız için kalem ve renkli not kağıtları bulunuyor.

Bu haftasonu kendinize bir nostalji turu hediye edin hem Galata'nın büyülü atmosferini yaşayın hem de Velvet'ın tavsiyeyi kesinlikle hak eden lezzetleriyle buluşun...




4 Mart 2015 Çarşamba

GÖNÜL SOHBET İSTER RAKI BAHANE

Bilenler bilir rakı masasında edilen muhabbetin tadı başkadır. E tabi hal böyle olunca rakı sofrasının da adabı farklı olur.Her mekanda rakı içilmez içilse de aynı keyfi vermez.

Taksim'de öyle bir yer var ki size bir taraftan eski Türk filmlerindeki salaş meyhane atmosferini yaşatırken diğer taraftan,enfes mezeleriyle benzersiz bir lezzet şölenine davet ediyor.İşte bu yer Aret'in yeri. Aret yıllarca Çukur Meyhane'de çalıştıktan sonra İstiklal Caddesinin ara sokaklarından biri olan Hasnun Galip Sokak'da kendi yerini açıyor. Güler yüzü,gelen tüm müşterilerle tek tek ilgilenmesiyle kısa sürede müdavim sayısını her geçen gün artırıyor.

Menüye baktığınızda ise yok yok. Mezelerden Girit ezmesi,sarımsaklı kabak ızgara, ve soslu patlıcan öne çıkanlar arasında, ara sıcaklardan ise balık köftesi mutlaka denenmesi gerekenlerden.

Mekanın dekorasyonuyla ilgili fazla bir beklentiniz olmasın son derece salaş bir meyhane Aret'in yeri.Ama bu kesinlikle eksi bir durum teşkil etmiyor.Fonda çalan Türk Sanat Müziği şarkıları,rakı,harika mezeler ve gecenin sonunda ödediğiniz son derece uygun hesap sayesinde mekandan son derece keyifli bir şekilde ayrılacağınızın garantisini veriyorum.

3 Mart 2015 Salı

BAKLAVANIN BAŞKENTİ KARAKÖY GÜLLÜOĞLU

Son dönemlerde İstanbul'un en fazla yeni mekan açılan semti kuşkusuz Karaköy. Öyle ki herkesin yolu son zamanlarda bir şekilde mutlaka Karaköy'e düşüyor. Semtte son zamanlarda açılan yeni mekanların hızına yetişemesek de öyle bir yer var ki eminim bir çoğumuz için yeri çok ayrı...

Karaköy Güllüoğlu; yıllardır ürettiği baklavalarla tüm tatlı severlerin kalbinde ayrı yeri olan bir mekan.Geçmiş yıllarda sadece baklavasını yemek için bile yolumuzu Karaköy'den geçirdiğimiz bu tatlı cenneti  Karaköy'ün hızlı yükselişiyle birlikte daha sık uğradığımız bir mekan oldu.

Baharın gelmesi, havaların yavaş yavaş düzelmesiyle birlikte pazar sabahları yapılan yürüyüşlerimizin son durağı olarak Karaköy'ü seçmeye başladık.Geçtiğimiz hafta da acaba nerede kahvaltı etsek tartışmalarımızı oy çoğunluğu ile Karaköy Güllüoğlu'nu seçerek noktaladık. Belki burası klasik bir kahvaltı mekanı olmasa da birbirinden enfes su börekleri ile aklımızı çelmeyi başardı.Yaktığımız kalorileri geri almanın en keyifli yolu su böreğinden sonra yediğimiz baklavalardı. Benim için favori her zaman cevizli baklava olsa da Güllüoğlu'nun son zamanlarda ürettiği enfes çikolatalı baklavalarını da en kısa zamanda denemek lazım diye düşünüyorum.

Mekanın tek eksisi kalabalıktan bunaldıkları yüzlerinden oldukça belli olan asık suratlı personelleriydi. Yine de tatlı yiyip tatlı konuştuğumuz için bu detaya fazla takılmadık :) Yolunuz Karaköy'e düşerse Güllüoğlu'ndan baklava yemeden dönmeyin derim...

2 Mart 2015 Pazartesi

ASMALIMESCİT'İN İTALYAN'I

Karnımızın zil çaldığı bir cumartesi akşamı yolumuz Asmalımescit'e düştü.Genelde eğlenmek için gittiğimiz bu semtte ne yiyebiliriz diye düşünürken karşımıza birden Pizzeria Pera çıktı. Odun ateşinde pişen pizzalarının nefis kokusu içeri girer girmez aklımızı başımızdan aldı.Şansımıza boş bir masa bulduk ve hemen pizzalarımızı sipariş ettik.Şansımıza diyorum çünkü mekan sadece bir kaç masadan oluşuyor.Bu da atmosferini oldukça sıcaklaştırıyor. Pizzalarımızı tattığımızda bu kadar aklımızı başımızdan alacak bir lezzetle karşılaşacağımızı hayal etmediğimizi birbirimize itiraf ettik.Pizza makarna şarap ve tiramisu sevenlere şiddetle tavsiye edeceğimiz Pizzeria Pera'da fiyatlar da son derece makul.